Özellikle eğitimine önem veren, akademik anlamda da kendisini geliştirmeye odaklanan ve aynı zamanda spor da yaparak fiziksel gelişimini aksatmak istemeyen bireyler yer yer bu iki kulvarda aynı anda ilerlemekte zorluk çekiyor. Yeri geliyor ödevler, projeler yoğunlaşıyor, yeri geliyor sınav haftaları bitmek bilmiyor, okuldan dolayı spor tarafı aksayabiliyor. Zaman yönetiminin özellikle bu tip yoğun dönemlerde ne kadar zorlaşabildiğinin farkında olan ve hayatı boyunca sağlık dışı sebeplerle ne sporunu ne eğitimini aksatmış 21 yaşında bir genç olarak zaman yönetimi konusunda bana yardımcı olan bir takım tavsiyelerimi paylaşmaya çalışacağım. Çoğunlukla spor ile ilgili teknik bilgiler paylaşıyoruz, antrenmanlarımızı daha kaliteli yapmamızı sağlayacak bir takım araçlara odaklanıyoruz fakat sporu hayatımızdaki diğer unsurlarla bir ahenk içerisinde götürme konusunda problem yaşıyorsak bu bilgilerin pek de bir anlamı kalmıyor. Umarım bu yazı bu hususta sorun yaşayan arkadaşlarıma yardımcı olur. İyi okumalar!
Mantalite
Zaman yönetimi ile ilgili küçük strateji ve taktiklere geçmeden önce mantalitemizin doğru olması şart. Eğer zihniyetimiz olması gerektiği gibi değilse teknik ve taktikler bizi kısa vadede bir yere kadar götürebilir ancak işler gerçekten zorlaştığında, sorumluluklarımız gerçekten arttığında sağlığımız uğruna aksiyon almayı bırakmamak için bizi uzun vadede götürecek bir mantaliteye ihtiyacımız var.
- Kendimize karşı dürüst ve sert olabilmeliyiz.
Sınav dönemi, proje yoğunluğu vs içerisinde gerçekten tamamen sporu bırakmalı mıyız? Gerçekten zamanımız yok mu? İşler hakikaten yetişmiyor mu? Bu sorulara dürüst bir şekilde cevap vermemiz şart. Gün 24 saat; uyku, temel ihtiyaçlar ve ulaşım için ayırdığımız süreyi bir kenara koyduğumuzda yaklaşık 13 saatlik bir zaman bize kalıyor. Bu da haftada yaklaşık 91 saat demek. Bu 91 saat içerisinde haftanın en azından 3 günü spor salonuna gidip 1.5-2 saatlik antrenmanlar yaptığımızda, bunun için de soyunma odasında, duşta, hazırlanırken geçirdiğimiz sürelerin toplamıyla 1 saat harcadığımızda 2.5-3 saate tekabül ediyor. Bu da haftada 7.5-9 saat demek. Okul için daha da fazla zamana ihtiyacımız varsa o zaman periyodu için antrenman sıklığımızı haftada 2 güne dahi düşürebilir, antrenman sürelerini bir miktar daha kısabiliriz. Yani 1 ve 0 perspektifinden konuya bakıp en iyi şekilde yapamıyorsam hiç yapmayayım dememeli, elimizden gelenin en iyisini yaparak bedenimiz için zor şartlarda dahi aksiyon almalıyız. Şimdi tekrar soralım, gerçekten vaktimiz yok mu?
Berkay Türkkan Fitness mobil uygulamasıyla antrenman ve beslenme adına ihtiyaç duyacağınız her şey cebinizde!
iPhone için App Store'dan ücretsiz indir!
Google Play'den ücretsiz indir!
Tabii ki matematiksel olarak bakınca zaman olsa da kendinizi bitkin ve düşük modlu hissettiğinizden dolayı spora enerji ayıramıyor olmaktan bahsedebilirsiniz. Bu hisler çok normal, 1-2 hafta gibi sürelerde spordan tamamen uzaklaşmak bize çok şey kaybettirmez kesinlikle ancak yine de bu zor zamanlarda dahi zinciri kırmıyor olmak biz gençlerin hayatımıza katabileceği en kaliteli becerilerden biri. Bir başka deyişle disiplini öyle bir alışkanlık hâline getirmeliyiz ki bu zamanlarda bile yaptığımız işlerin herhangi biri aksadığında kendimizi rahatsız hissetmeliyiz. Bu yoğun dönemler geçtiği zaman da dönüp baktığımızda ne olursa olsun sporunuzu yapmış ve kendinizi için gerekli aksiyonları almış olmak inanılmaz güzel hisleri beraberinde getirecek. Dolayısıyla bu aşamada kendimize karşı birazcık sert olabilme hususu karşımıza geliyor. Kötü de hissetsek, bitkin de olsak kendimiz için çalışmaya, bedenimiz için egzersiz yapmaya devam etmeliyiz.
- Şikayeti hayatımızdan çıkarmalıyız.
Özellikle yoğun sınav dönemlerinde çoğu arkadaşımdan şu tarz şikayet cümleleri duyuyorum: “Öf geldi yine sınavlar, bittik biz.”, “Bu okul da iyice abarttı, bu kadar yoğunluk da olmaz ki!”, “Bu sınavların içinde nasıl kendimize vakit ayıralım, iyice sarpa saracak her şey!”. Kendimize bu tip telkinlerde bulunduğumuz takdirde ne okulumuzu rayında götürmemiz ne de sporumuzu devamlı kılabilmemiz mümkün. Biz şu tarz cümleler kurmaya çalışalım: “Bir şekilde üstesinden geliriz, problem yok.”, “Evet biraz yoğunuz ama halledilemeyecek işler değil.”, “Tabi ki yorulacağız, farklı bir beklentide olmamız saçma zaten. Bunu kabul edip ne gerekiyorsa onu yapmaya devam etmeliyiz.”. Kendimize ve dışarıya söylediklerimiz değiştiğinde yoğun ve zor dönemlerin üstesinden gelebilme kapasitemiz ciddi oranda artacak.
- Neyin önemli olduğunu hatırlamalıyız.
Eğitimimiz, kariyerimiz gibi dışsal faktörlerden önce bedenimizin geldiğini ve bedenimizin sürekli bakım ve hareket isteyen bir mekanizma olduğunu unutmayın. Hislerimizden bağımsız olarak egzersizin sürekli hayatımızda bulunması gereken bir unsur olduğu gerçeğini benimsediğimizde X sebebiyle spordan belli süreler uzaklaşmak pek mümkün olmuyor. Bedenimizin kıymetini bilelim ve hayatımızda olup bitenden bağımsız olarak elimizden geldiğince egzersizden uzaklaşmayalım.
Zaman Yönetimi Tavsiyeleri
Evet, doğru mantaliteye sahibiz ve bir takım taktiklerle işimizi daha da kolaylaştırmaya odaklanabiliriz. Diyelim önümüzde sınavlarla ve projelerle dolu bir 2 hafta var. Bu 2 haftanın birkaç gün gerisindeyiz. Ne yapabiliriz?
1.Küçük bir hesap kitap
Öncelikle önümüzdeki sınavlar vs için nasıl çalışmalar yapmamız gerektiğine hızlıca bir göz atmalıyız. Okunacak kısımlar, çözülecek sorular, incelenecek slaytlar vs. Bu çalışmaların yaklaşık alacağı süreleri ön görmeye çalışarak ortalama ne kadar bir zaman gideceğini hesaplamalıyız. Bu hesaba göre bu 2 haftalık süreç için antrenman programında bir revize işlemi gerekiyor mu, bunu dürüstçe sorgulamalıyız. Eğer gerekiyorsa antrenman programımızı bir tık kısaltabilir, kendimize alan açabiliriz. Örneğin 5 gün salona gidiyorsanız bu 2 haftalık süreçte temel hareketlerin (Squat, Press, Row, Deadlift) çoğunluğunu oluşturduğu, daha az ve öz çalışmalar yaptığınız 2-3 günlük bir programa geçiş yapabilirsiniz.
2.Planlama
Hesabı kitabı kapattıktan sonra pazar günü oturup haftamızı planlamalıyız. Tabi ki her gün saati saatine değişmeyecek şekilde planlar koymaktan bahsetmiyorum, sadece hangi gün ne yapacağımızı yazmamız yeterli olur. Tabi ki bunu yaparken neyi günün hangi bölümünde yapacağınızı da düşünmeniz faydalı olur. Bu şekilde günlerinizi planlamak hafta içerisinde “Şimdi ne yapsam?”, “Ders mi çalışsam?” gibi sorular sorarak zaman kaybetmenizin önüne geçer ve işlerinizi düşünmeden tıkır tıkır halletmenizi sağlar. Bu sayede hem derslerinize hem antrenmanlarınıza güzelce vakit ayırabilirsiniz. Planlama yapmadan haftaya girdiğimizde ve işimizi şansa bıraktığımızda çok büyük ihtimal o antrenmanlar ekilecek, bunu da unutmayın.
Planlama ve not alma için “Notion” uygulamasını kullanıyorum ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Orada “Weekly Agenda” “template”ini açıp planlamalarınızı yapabilirsiniz.
3.Boş zamanlara dikkat!
Tabii ki bu tip yoğun haftalarımızda telefonda, oyunda, muhabbetlerde geçen sürelere ekstra dikkat etmeli, bunları limitlemeliyiz. Ancak bu şekilde 2. maddede bahsettiğim planlarımıza uyabilir, işlerimizi aksatmadan bu süreçleri atlatabiliriz.
Sonuç olarak kendimize karşı dürüst ve sert olduğumuzda, şikayeti bıraktığımızda ve bedenimizin kıymetini sürekli hatırladığımızda en yoğun okul dönemlerinde dahi spor için vaktimizin olduğunu fark edeceğiz. Ne olursa olsun işlerimizi aksatmayalım, disiplinli ve çalışkan sporcular olarak hayatımıza devam etmeyi önemli bir misyon olarak belirleyelim. Yolumuzdan kolay kolay şaşmayalım!
Yiğit Uygunlar